27 Mayıs günü ne oldu? 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra hangi şahıs devlet başkanı ve başbakan olmuştur? 27 Mayıs neden önemli?

27 Mayıs nedir, ne oldu? şeklinde sorular sorulmaya başlandı. Vatandaşlar 27 Mayıs günü ne olduğunu araştırmaya başladı. Türk tarihinde 27 Mayıs önemli bir yere sahiptir. İşte merakla araştırılan 27 Mayıs tarihine detaylar!

27 Mayıs günü ne oldu? 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra hangi şahıs devlet başkanı ve başbakan olmuştur? 27 Mayıs neden önemli?
27 Mayıs 2022 - 12:24

Takvimler 27 Mayıs'ı gösteriyor. Vatandaşlar 27 Mayıs'ın anlam ve önemini öğrenmek için araştırmalara başladılar. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk darbesi olan 27 Mayıs askeri darbesi 1960 tarihinde yapıldı. 27 Mayıs 1960 darbesi sonucunda Anayasa ve TBMM feshedilirken ülkenin başbakanı ve iki bakanı ise idam edildi. İşte 27 Mayıs'ta Türkiye’de yaşananlar...

27 MAYIS GÜNÜ NE OLDU?

27 Mayıs 1960 günü Türkiye ilk kez darbeyle tanıştı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes'in de aralarında bulunduğu 592 kişi, Yassıada'da bir davayla yargılandı. Halkın iradesiyle seçilen Başbakan ve görev arkadaşları darbeciler tarafından idam edildi.

 

Türk halkı demokrasi şehitlerini hiç unutmadı, 27 Mayıs darbesi ve idam kararları, toplumda ve siyasette silinmesi zor izler bıraktı. Anayasa feshedildi, siyasi faaliyetler askıya alındı. Demokrasiye ilk darbenin vurulduğu, 1960 yılında, Türkiye Cumhuriyeti henüz 37 yaşındaydı.

27 Mayıs günü sabaha karşı saat 04.30 sularında darbe bildirisi radyodan okundu. Askeri cuntanın yönetime el koyduğu ilan edildi.

27 MAYIS DARBESİ NEDİR?

Takvimler 1960 yılını gösterdiğinde, Türkiye Cumhuriyeti 37 yaşındaydı. İktidarda, 10 yıl önce ülkedeki tek parti devrine son veren DP bulunuyordu. Başbakan koltuğunda 14 Mayıs 1950 ve 2 Mayıs 1954 seçimlerden zaferle çıkan Adnan Menderes oturuyordu, Cumhurbaşkanı ise Celal Bayar'dı.

7 partinin katıldığı 14 Mayıs 1950'deki seçimlerde, DP ilk büyük zaferini kazanmış, yüzde 53 oy ve 416 milletvekili ile meclise girmiş, CHP ise ancak 69 sandalye kazanabilmişti. DP'nin ilk yıllarında yaptığı en önemli icraatların başında, Türkçe okunan ezanın tekrar Arapça okunmasına dair kanunun Meclis'e sunulup kabul edilmesi gelmişti.

Katılımın yüzde 88,63 gibi oldukça yüksek bir oranda gerçekleştiği 1954 seçimlerinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek oyunu alarak iktidarda kalmayı başaran DP, ilk yıllarından itibaren sivil ve askeri kanadın muhalefeti ile karşı karşıya kaldı. Selanik'te Atatürk'ün doğduğu evin yanındaki Türk konsolosluğunun bahçesine atılan iki bombadan birinin patladığı, evin ve konsolosluk binasının camlarının kırıldığı haberi ile Ankara, İstanbul ve İzmir'de halkın sokağa dökülmesi ile 6 Eylül 1955'te başlayan "6-7 Eylül Olayları"nda, azınlıkların yaşadıkları semtlerde yangınlar çıkarılmış, kiliselere ve mezarlıklara saldırılarda bulunulmuştu. 6-7 Eylül olaylarına ilişkin Yassıada'da dava açılmasında en büyük rol, Fuad Köprülü'nün olmuştu.

 

27 Mayıs 1960 darbesinden sadece 8 gün sonra bir gazeteye röportaj veren Köprülü, 6-7 Eylül Olaylarıyla ilgili dönemin Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu ve Başbakan Adnan Menderes'i suçlayarak "Bu müessif hadisenin baş tertipçisi ve müsebbibi bizzat Menderes'ti. Kıbrıs'ı fethetmek için bu şekilde bir yol takip etmeyi doğru bulmuştur." ifadelerini kullandı.

Atatürk'ün evinin bombalanması hadisesinin de bir tertip olduğunu ileri süren Köprülü, "Bizzat tertipçisi Menderes'tir. Kendisine bu aklı yine Kıbrıs fatihlerinden Zorlu vermiştir." iddiasında bulundu. Bu iddialar üzerine, darbeden sonra Yassıada'da alelacele bir 6-7 Eylül Olayları davası açılmış ve Adnan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu altışar yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

DP'nin kurucularından ve Dışişleri Bakanı olan Fuad Köprülü ile hayli uzun süren bir çekişme içine giren Zorlu, 1957 seçimlerinden sonra 25 Kasım 1957'de Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu. Fuad Köprülü'nün kişisel husumeti nedeniyle böyle bir röportaj verdiği ve Zorlu'nun mahkum edilmesini istediği iddia edilmişti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum