'Kavga kaçınılmazsa önce sen vur!' Putin'in özel hayatından bugüne ipuçları: Demir perdenin arkasındaki adam kim?

Dünya liderinin birçoğu hakkında oldukça geniş bilgiye sahibiz. Ancak sıra Putin’e gelince bildiklerimiz, sadece onun bilmemizi istediklerinden ibaret...

'Kavga kaçınılmazsa önce sen vur!' Putin'in özel hayatından bugüne ipuçları: Demir perdenin arkasındaki adam kim?
05 Mart 2022 - 15:03

Etkili bir casus olmak için gereken niteliklerden en önemli ikisi; insanların görmek istediği kişi olma ve ne zaman sessiz kalmak gerektiğini bilme yeteneği.

Vladimir Putin, geçmişte oldukça etkili bir istihbarat ajanıydı. Bu kendisi hakkında en iyi bilinen gerçeklerden biri. Çocukluğundan beri gizli ajan olarak çalışmayı hayal ederek büyüdü. Üniversiteyi bitirir bitirmez Sovyetler Birliği'nin istihbarat ve gizli servisi olan KGB Devlet Güvenlik Komitesi’ne katıldı. 1991’de Sovyetler Birliği çöküşüne kadar 16 yıldan fazla güvenlik hizmetinde görev alan Putin, yarbay rütbesine yükseldi.

1999 yılında Putin, dünyadaki en geniş topraklara sahip ülkenin başbakanı seçildiğinde, Rusya dışında hiç kimse onun kim olduğunu ve nereden geldiğini tam anlamıyla bilmiyordu. Her iyi ajan gibi o da kendi geçmişini yazabilirdi.

BİRİNCİL KAYNAK SADECE KENDİSİ

Onun hakkında bildiğimiz en net şey şu; Putin, Josef Stalin'in ölümünden beş ay önce Ekim 1952'de Leningrad'da (şimdi St. Petersburg) doğdu.

Bu bilgiden sonra işler zorlaşıyor çünkü çoğu anekdot için birincil kaynak Putin'in kendisi.

Büyükbabası Spiridon Ivanovich Putin, Sovyetler Birliği kurucusu Vladimir Lenin, Lenin'in eşi Nadejda Krupskaya ve Josef Stalin için çalışan bir aşçıydı. Babası Vladimir Spiridonoviç Putin, İkinci Dünya Savaşı sırasında gizli polis olarak görev yaptı.

Öyle ki, Vladimir Putin bir keresinde babası için, “Su altında saklanarak ve James Bond gibi içi boş bir kamıştan nefes alarak Nazilerden kaçtı” diye konuşmuştu.

Putin'in Komünist Parti üyesi olan babası daha sonra fabrika işçisi oldu. Annesi Maria, çeşitli küçük işler yaptı. Genç Vladimir'in veya ailesinin onu çağırdığı adıyla Volodya'nın, biri doğumdan kısa bir süre sonra, diğeri Leningrad Kuşatması'nda ölen iki erkek kardeşi vardı.

Putin'in 2000 yılında Berlin ziyaretinden bir kare.

İDDİALARI ARAŞTIRAN GAZETECİLER VEFAT ETTİ

Ve geldik Putin’in hayatıyla ilgili ilk önemli tartışmaya:

Gürcü bir kadın olan Vera Putina, başbakan olduğu dönemde Putin’in gerçek annesi olduğunu iddia etti. Ancak Kremlin bunu şiddetle reddetti. Hatta bu konuyu araştıran ve daha derin bilgiler elde etmeye başlayan iki gazeteci beklenmedik bir şekilde vefat etti.

Kendi anlattıklarına göre ise Vladimir Putin, fakir bir ailede büyüyen, ebeveynleri uzun saatler çalışan zayıf bir çocuktu. Çocukken yaşadığı evin farelerle dolu olduğunu anlatan Putin, bu ortamın onu bir şekilde eğittiğini söylemişti.

 

Ortaokul çağlarında Putin

FARELERDEN DERS ÇIKARAN ÇOCUK

Üç gazetecinin Putin'le yaptığı mülakatlardan oluşan ‘First Person: An Astonishingly Frank Self-Portrait’ (Türkçesi, "Kendi Anlatımıyla Putin") isimli kitapta farelerden öğrendiklerini, “Bir gün evdeydim ve bir fare gördüm. Kaçacak yeri yoktu. Aniden etrafımda döndü ve üzerime doğru atıldı. Şaşırdım ve korktum. Neyse ki ondan biraz daha hızlıydım ve kapıyı burnuna çarparak kapatmayı başardım. Orada, merdiven sahanlığında dururken ‘köşeye sıkıştırılmış’ ne demekmiş tam anlamıyla öğrendim ve ders aldım” sözleriyle anlatıyordu.

 

O MEŞHUR SÖZ… ‘KAVGA KAÇINILMAZSA ÖNCE SEN VURMALISIN’

Putin, öfkeli bir genç adamdı. Bu öfkesini dizginlemek için kendini en sevdiği spor olan judoya adadı. 1976 yılında Leningrad'ın akşam gazetesinde, bir müsabakayı kazanan 23 yaşındaki ‘judocu Vladimir Putin’den övgüyle bahsediliyordu. Bu, Putin’in belki de medyada ilk yer alışıydı.

Putin, her zaman sokaklarda olmanın kendisine çok şey kattığını söyledi. Hatta 2015’te yaptığı bir açıklamada, “50 yıl önce Leningrad sokakları bana önemli bir şey öğretti: Eğer kavga kaçınılmazsa önce sen vurmalısın” diyerek hayata bakış açısıyla ilgili de çok önemli bir mesaj verdi.

Dövüş sanatlarında siyah kuşak sahibi olan Putin'in kuşağı, Ukrayna’nın işgali sonrasında elinden alındı. Dünya Tekvando Federasyonu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in siyah kuşağının iptal edildiğini açıkladı. Ayrıca, yapılacak hiçbir tekvando müsabakasında Rusya ve Belarus bayrağının sergilenmeyeceği ve milli marşlarının da çalınmayacağı bildirildi.

MÜSTAKBEL EŞİ İLE ÖNCE ARKADAŞ OLDU

Leningrad Devlet Üniversitesi Hukuk Bölümü'nden 1975'te mezun olan Putin, daha önce de bahsettiğimiz gibi o yıllarda KGB’de çalışmaya başladı. 1980’lerin başında uçuş görevlisi olan Lyudmila Aleksandrovna Ocheretnaya ile tanıştı ve 1983 yılında dünya evine girdi.

Putin, eşi için “Müstakbel eşim Lyuda ile arkadaş olduk. İki ya da üç yıl daha evlenmezsem bir daha asla evlenemeyeceğimi anladım. Ancak bir yandan da bekar hayatı yaşamaya çok alışmıştım. Lyudmila bu alışkanlığımı kökünden söktü” ifadelerini kullanmıştı.

Putin ile Lyudmila 1983 yılında evlendi.

Çiftin, evlendikten sonra bir yıl ara ile iki kız çocuğu oldu. Maria ve Yekaterina, birkaç çocukluk fotoğrafı dışında yakın zamana kadar nispeten gizli tutuldu.

Putin, 2015’te kızları hakkında, “Onlarla gurur duyuyorum. Okumaya ve çalışmaya devam ediyorlar. Kızlarım üç Avrupa dilini de akıcı bir şekilde konuşuyor” dedi. Şimdi 36 yaşında olan Maria, bir bilim insanı ve Hollandalı iş insanı Jorrit Faassen ile evli.

35 yaşında olan Yekaterina ise eskiden akrobatik dansçıydı. 2013’te Putin'in arkadaşlarından birinin oğlu olan iş insanı Kirill Şamalov ile evlenen Yekaterina, 2018 yılında boşandı.

30 YIL SONRA AYRILDILAR

Putin ile eşi Lyudmila, 30 yıllık beraberliğin ardından ayrılma kararı aldı. İddialara göre, Putin'e artan ilgi eşini rahatsız etti. Öyle ki Lyudmila, evliliğin sonlarına doğru nadiren eşinin yanında görüldü. Lyudmila, sadece iki yıl aktif olarak first lady'lik yaptı.

Putin ayrılma haberini, “Bu bizim ortak kararımız” sözleriyle duyurdu ve şöyle devam etti: “Pratikte birbirimizi görmüyoruz. İkimizin de kendi hayatı vardı.”

Lyudmila, Putin'den ayrıldıktan birkaç yıl sonra iş insanı Artur Oçeretni ile evlendi.

Putin ise eşiyle boşandığından beri, aşk hayatı hakkında sessiz kalmayı tercih etti. Ancak hakkında sık sık aşk haberleri çıkmaya devam etti.

 

RUS LİDERİN AŞK HAYATI HER ZAMAN MERAK KONUSU OLDU

Putin’in, geçmişte temizlik görevlisi bugün ise milyoner olan Svetlana Krivonogikh ile aşk yaşadığı ve hatta bu birliktelikten de bir kızı olduğu iddia edildi. Bu iddia zaman zaman yeniden gün yüzüne çıksa da taraflar konuyla ilgili hiçbir zaman açıklama yapmadı.

Öte yandan Putin’in son on yıldır eski bir olimpik jimnastikçi olan Alina Kabeava ile beraber olduğu iddia ediliyor. Söylenenlere göre, Putin’in Alina Kabeava’dan da kızları var. Tabii ki bu iddialar da tıpkı diğerleri gibi asla doğrulanmadı.

İtalyan bir gazeteci bir keresinde bu konu hakkında Putin’e soru sormaya yeltendi. Rus liderin cevabı ise çok net oldu: “Burunlarını başkalarının hayatlarına sokanlara her zaman olumsuz tepki verdim!”

PUTİN’İN 1,5 MİLYON DOLARLIK SARAYI

Putin, resmi olarak yılda 140 bin dolar kazanıyor ve küçük bir apartman dairesi var.

Hakkındaki birçok şeyi gizli tutmayı başarsa da zaman zaman bazı bilgiler ortaya çıkıyor. Tıpkı Karadeniz’deki 1,5 milyon dolara mal olduğu tahmin edilen ve ‘Putin Sarayı’ olarak adlandırılan lüks mülkü gibi. Bunun yanı sıra Rus lider, 'Graceful' adında 73 milyon sterlinlik bir süper yata da sahip.

KAHVALTISI BILDIRCIN YUMURTASINDAN

Söylenenlere göre Putin sabahları geç kalkıyor, bıldırcın yumurtası ile hazırlanmış omlet ya da yulaf lapası ile kahvaltı yapıyor, kahvesini içiyor, spor yapıyor ve sonra özel dikim olan İtalyan takımlarından birini giyiyor. Öğlene doğru çalışmaya başlıyor ve alkol tüketmiyor.

Putin'i sık sık doğada at binerken görmek mümkün

ONUN İÇİN SADECE GÜÇ VAR

Genel olarak Putin, sadece gücü yansıtmayı seviyor. Kendi için ördüğü, zorlukların üstesinden gelmek ve başarmakla ilgili olan çocukluk hikayesi de bunu net bir şekilde gözler önüne seriyor. Bir politikacı olarak akıllarda kalmak istediği özellikleri sadece sertliği ve vatanseverliği.

Ve bunların hiçbiri elbette tesadüfi değil. Putin’in 2018 seçim afişleri, “Güçlü başkan, güçlü Rusya” sloganını taşıyordu. Çoğu politikacı güçlü görünmek istiyor ama güçlü olanın yanında ‘insani’ de görünmeyi önemsiyor. Putin için ise insani olmak, yanılabilir olmak ve zayıflık anlamına geliyor. Ve ona göre ‘zayıflar dövülür’.

ABD ulusal istihbarat eski direktörlerinden General James Clapper, Putin için “Her zaman sert, soğuk, disiplinli, neredeyse makine gibiydi” tanımlamasını yapıyor ve ekliyor:

“Artık öfkesini gösteriyor. Dolambaçlı, tutarsız söylemleri mantıksız ve korkutucu. Kendisini uyaracak, geri çekebilecek ve farklı fikir sunabilecek kimsesi yok.”

Peki Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgal kararının ardından bu güç sevdası mı yatıyor yoksa kararının sebebi başka bir şey mi?

Ukrayna'yı işgal etme kararının ardından Putin'in sağlığıyla ilgili spekülasyonlar arttı. Öyle ki, Putin'in ciddi bir hastalıktan mustarip olabileceğine dair kanıtlar olduğu iddia ediliyor. Bu iddialara göre, Putin’in Ukrayna’yı işgal etme kararının ardında zihinsel durumu, Covid izolasyonunun etkileri veya kibri yatmıyor. Onu, hızlı bir galibiyet için deyim yerindeyse kumar oynamaya teşvik eden şeyin fiziksel sağlığıyla ilgili olduğundan şüpheleniliyor. Ancak batı medyasında sıkça detaylandırılmaya başlayan bu iddiaların henüz spekülasyon seviyesini geçmediğini söylemek gerek.

 

The Telegraph'ın "The private life of Putin – who is the man behind the iron curtain?, "Five reasons 'puffy-faced' Putin could be seriously ill" ve "Putin 'angry and lashing out at inner circle', US intelligence claims" haberlerinden derlenmiştir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum