FLAŞ...Cem Garipoğlu'nun babasından fethi kabir talebi! 'OĞLUMUN MEZARI AÇILSIN"

Muhabir Tv tarafından gündeme getirilen Cem Garipoğlu'nun mezarı açılsın davasında flaş bir gelişme yaşandı. Mehmet Nida Garipoğlu, oğlu Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasını ve DNA eşleştirmesi yapılmasını talep etti. İşte olayın tüm detayları.

FLAŞ...Cem Garipoğlu'nun babasından fethi kabir talebi! 'OĞLUMUN MEZARI AÇILSIN"
06 Kasım 2023 - 13:46 - Güncelleme: 06 Kasım 2023 - 14:05

Cem Garipoğlu 2009'da vahşice katledilen Münevver Karabulut'un katilidir. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunan baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun oğlunun mezarının açılmasını ve DNA eşleştirmesi yapılmasını istedi. Peki, fethi kabir nedir? Cem Garipoğlu ile gündeme gelen fethi kabir neden yapılır?

FETHİ KABİR NEDİR?

Fethi kabir daha önce toprak altına gömülen cesedin postmortem muayene için mezardan çıkarılması işlemine verilen isimdir.
 



FETHİ KABİR NEDEN YAPILIR?

Fethi kabir işlemi yalnızca mahkeme ya da savcılık kararları sonucunda gerçekleştirilmektedir.

Postmortem muayene veya obdüksiyon olarak da bilinen otopsi, bir kişinin ölüm sebebini ve şeklini belirlemek ve mevcut olabilecek herhangi bir hastalığı veya yaralanmayı değerlendirmek için bir insan cesedinin kapsamlı bir incelemesinden oluşan tıbbi bir prosedürdür.

Bu işlem çoğunlukla patolog denilen uzman bir tıp doktoru tarafından gerçekleştirilir.

CEM GARİPOĞLU'NUN BABASINDAN SAVCILIĞA FETHİ KABİR TALEBİ!

İstanbul’da 14 yıl önce Münevver Karabulut’u katleden ve 9 yıl önce cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu’nun hakkındaki iddialar gündemden düşmüyor. Muhabar Tv'nin haberine göre Cem Garipoğlu’nun mezarının açılıp açılmayacağına ilişkin tartışmaları  gündeme taşıyan yeni bir gelişme yaşandı.



BABA GARİPOĞLU’NUN BAŞVURUSU

Cem Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu’nun avukatı Orhan Şahin aracılığı ile, 6 Ekim'de Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na oğlunun mezarının açılması için dilekçe verdiği ortaya çıktı. Dilekçede, oğlunun işlediği cinayetin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, dönem dönem aralıklı fakat süreklilik arz eder şekilde konunun gündeme getirildiğine dikkat çekti.




'ŞEHİR EFSANESİ HALİNE GELDİ'

Bir buçuk sayfalık dilekçede, konuyla ilgili halen magazin programcıları dahi özel konukların davet edilip, konuya ilişkin programlar yapıldığını belirterek "Toplumun belirli bir kesiminde karşılık bulması ve günümüz tabiriyle 'tık' alması sebebiyle olaya ilişkin geçmişte yaşananlar, sosyal medya ortamlarında komplo teorisi niteliğinde asparagas haberler aracılığıyla çarpıtılarak yayılmakta ve bu komplo teorileri bir noktadan sonra şehir efsanesi haline gelerek toplumun geniş bir kesiminde karşılık bulmakta ve bu yalanlara itibar edilmekte, sonuç olarak müvekkilin oğlunun ölmediğine, cezaevinden kaçırıldığına toplum inandırılmaktadır" denildi.



“LİNÇE UĞRADIK”

Dilekçede oğlunu kaybetmiş bir baba olduğuna dikkat Mehmet Nida Garipoğlu, gerçek dışı ithamlarla ailenin de toplum yanlış yönlendirilerek cezalandırıldığı belirtti. Son olarak Cem Garipoğlu'nun olay tarihinde 13 yaşında olan kız kardeşi Sakine Garipoğlu'yla (27) alakalı yapılan haberler sonrası toplumsal linçe uğratıldığı, tehditler yüzünden büyük elem ve ızdırap duyduklarını belirtti. Dilekçede, olayın üzerinden geçen zamana rağmen acısının küllenmesine izin verilmediği, gerçek dışı ithamlarla ailenin de toplumu yanlış yönlendirilerek cezalandırıldığı belirtildi.



KURULUŞLAR TÖHMET ALTINDA KALDI

Münevver Karabulut'un babasının yapmış olduğu mezar açılsın talebinin reddedilmesi üzerine ailenin toplum nezdinde linçe uğradığı dile getirilen dilekçede, "Geçmişte yapılan otopsi raporu ile de sabit olan, fakat toplumun belirli bir kesiminde karşılık bulan ve tüm bu tarafları töhmet altında bırakan, ilgili kuruluşlara, (Savcılık, Adli Teşkilat, Cezaevi Yönetimi ve Adli Tıp Kurumu) olan güveni zedeleyen gerçek dışı iddianın araştırılması için, oğlunun mezarının açılmasına muvafakat (razı olmak) ve hatta talep edecektir. Böylece gerçeğin bir kez daha ortaya çıkarılmasını isteyecek kadar elem ve ızdırap duymuştur" ifadeleri yer aldı.




FETH-İ KABİR VE DNA EŞLEŞTİRMESİ YAPILSIN

Dilekçede, söz konusu iddianın gerçek ise ortada bir suç olacağı ve suçun işlendiği yerin de Silivri Cezaevi olması dolayısıyla söz konusu 'Feth-i Kabir' kararı alınması ve DNA eşleştirmesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılması talep edildi.

EPÖZDEMİR ‘YAŞANAN SKANDALLAR’

Bu gelişmenin ardından Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir’de bir açıklama yaptı. Dr.Epözdemir yaptığı açıklamada, toplumun en önemli kesimi, Cem Garipoğlu’nun intihar etmeyip cezaevinden kaçırıldığını düşündüğünü belirterek.” Biz bu kadar fazla infaz süjesinin olduğu bir süreçte bir tutuklu veya hükümlünün cezaevinden kaçmasının çok zor olduğunu ifade etsek de, Cem Garipoğlunun kaçıldığına dair toplumun her kesiminde yaygın bir kanaat var. Kamu vicdanı son derece rahatsız. Tabi bunda; Münevver Karabulut cinayetinden hemen sonra bizim tek başına mücadele ettiğimiz adli tıp kurumunda otopsi raporunda yaşanan skandallar, kollukta yaşanan olay yerinde bulunan paraların tutanağa geçmemesi ve kaybedilmesi, kamera kayıtlarının kırık olmamasına rağmen kırıktır şeklinde tutanak tutularak cinayetin en önemli delilinin karartılması, Cem Garipoğlu'nu yakalamaya giden polisin cemin kaçışına yol vermesi, yargıda yaşanan reddi hakim ve mahkeme başkanının daha önce Garipoğlu ailesi için vermiş olduğu beraat kararları gibi skandalların da etkisi var.” dedi

‘KAMU VİCDANI RAHATLAMASI LAZIM”


 Gelinen noktada müvekkil Süreyya Karabulut'un, Cem Garipoğlu'nun cezaevinden kaçırıldığına dair kanaatı oluştuğunu belirten Dr. Epözdemir “ 5'i münferiden öldürücü 29 bıçak kesisi, henüz yaşarken maktulenin kafası bedeninden ayrılmak suretiyle canice işlenen bir cinayette, aileye bir taziye dileği dahi iletmeden, kanlı kanepedeki mutlu aile fotoğrafı, testereli paylaşımlar, maktulenin katledildiği 3 Mart günü yapılan eğlenceler ve kamuoyuna verilen diğer mesajlarla bu cinayete ilişkin hic bir nedamet gösterilmemesi de toplumda bu kanaatin oluşmadığına etkili oldu. Bu yönüyle Süreyya beyin kuşkuları da son derece yerinde. Bu kapsamda biz Silivri Cumhuriyet Başsavcılığından ortaya çıkan delillerle CMK m. 172/2 ve 87/4 uyarınca fethi kabir suretiyle mezarın açılmasını talep ettik. Cem Garipoğlu’nun babası da 06.10.2023 tarihinde dosyaya dilekçe vererek mezarın açılmasını istiyor. Artık Başsavcılğın bir an önce kafalardaki soru işaretlerini gidermesi ve Fethi Kabirin yapılmasına karar verilmesi gerekir. Kamu vicdanı son derece rahatsız, bu rahatsızlığı giderecek olan da yargılama makamlarıdır. Hukuk devleti tam da bunun için var. Her iki tarafın da bu yönde talebi ve Babasının muvaffakatı varken mezarlığın açılmaması hukuken ve fiilen kabul edilemez. Bu talepten sonra en kısa sürede fethi kabir işleminin yapılması gerekir. Kamu vicdanının rahatlatılması, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecellisi gerekir. Bunun için 9 yıldır mücadele veriyoruz, hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecek.” dedi

 


YORUMLAR

  • 0 Yorum