Salih ALUŞ

Salih ALUŞ

'SARI TİLKİ'NİN SEYİR DEFTERİ
[email protected]

FİLM GİBİ OPERASYON ÇATIŞMANIN ÜSTÜNE DÜŞTÜM

18 Mart 2022 - 14:41 - Güncelleme: 18 Mart 2022 - 15:03


Gazetecilik mesleğinde anılar anlatmakla bitmez,dinlemek isterseniz günler sürer, sabahlar gelir
geçer. İşte bir anımı daha dile getireyim sizler için.

Sabah Gazetesi’deyim Bakırköy Büro da gece çalışıyorum. Yıl 1992 Sürgüne gitmişim o büroya, kadroya
bakarmısınız bi sürgün yiyenler hep orda ben,  Metin Yener, Mevlüt Yüksel gibi  ağır toplar hep orada. Büro
şefimiz rahmetli Ahmet Yüksel ağbimiz, babacan ama mesleğinden hiç taviz vermeyen bir karakter.

Haber
dedin mi ilk önce kendi, çantasını kaptığı gibi koşar olay yerine bizden önce.
Bu arada Ahmet Yüksel ağbimizi de rahmetle anmış olduk.

Her neyse büroda gece sabahlara,
hatta öğle saatlerine kadar çalışıyorum canla başla harıl harıl.
Fehim
Yener ağbi tekrar beni Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ndeki göreve geri versin diye.

Gene bir gün, gündüz görevimi devrettikten sonra Bakırköy’den Eyüp’e evime dönüyorum.araçla eve
bırakmak ta yasak. Ben atlıyorum minübüse yorgun argın çekiyorum bu yolculuğu mecburen her
gün.Sürgündeyiz ya,yapacak bir şey yok,katlanacağız buna da.
Ben ayakta yarı uyur yarı uyanık Minübüste ayakta yolculuk yapıyorum.

Tam Topçular’a gelmiştik ki !

birden dışarıdan silah sesleri yankılandı kulaklarımda. Ben omuzumda çanta,elimde telsiz ayakta
yolculuğa devam. Silah sesleriye birlikte trafikte kilitlendi,minibüs durdu gitmiyor.Ben hemen şoföre
‘’Kapıyı aç ben hemen ineceğim’’ diyorum.Bu arada fotoğraf makinamı çantamdan çıkarmış
hazırlamıştım bile, çekime hazırım,tilkinin operasyonu başlayacak birazdan.

OPERASYON ANI, KARE KARE

Minibüsten inerek silah seslerinin duyulduğu yöne doğru koşarak gidiyorum.
Bir de ne göreyim, polislerin elinde silahlar yerde vurulmuş soyguncular yatıyor.İçerde ise çatışma devam
ediyor hala. Sarı Tilki bu anı kaçırır mı hiç.  Makinamın deklanşörüne basıyorum ard arda.
Aynı film
sahneleri gibi,canlı canlı çatışma anını yaşıyorum.
Diğer taraftan da mesleğimi icra ediyorum heyecanla.


İşte o fotoğraflardan biri..


Çatışma bitiyor,soyguncular,yaralı olarak ele geçiriliyor. Ben operasyonu kare kare resimlemişim, keyfim
gıcır. Olay yerine ambulanslar geliyor, ben polislere yardım ediyorum ve yaralıları ambulanslara
yüklüyoruz beraber.  Benim gayem olay yerine diğer gazeteci arkadaşlar gelmeden, yaralıları hastaneye
bir an önce postalamak ki,resim çekemesinler olay yerinde.
Yaralılar ambulansla hastaneye gönderiliyor, ortalıkta polislerden başka kimse kalmıyor.

O karelerden biri....




SAFA YATIYORUM

Ve olay yerine gazeteci arkadaşlar tek tek düşmeye başlıyorlar.
Ben, bi makara film çekmişim filmi çoktan makinamdan çıkarıp cebe indirmişim bile . Olay yerine gelen
gazeteci arkadaşlar beni ilk olarak karşılarında görünce şaşırıyorlar. ‘’Salih ne oldu olay ne’’ diye
soruyorlar. Ben gayet sakin olaydan hiç haberim yokmuş gibi ‘’Vallah bir şey bilmiyorum, eve gidiyordum
kalabalığı görünce minibüsten indim, ben de şimdi geldim’’ diyerek savuşturuyorum arkadaşları.
Söylermiyim hiç çatışma anını çektiğimi söylememmmmm.
Yarın gazetede okusunlarda hepsi şok olsunlar amacım o.

Acele merkezi şefimiz Fehim Yener ağbiyi arıyorum telefonla ‘’Fehim ağbi Topçular da soygun
oldu, Operasyonu kare kare çektim, Birini gönder de filmleri veriyim’’ diyorum. Fehim ağbi şaşkın şaşkın
‘’Ulan sen eve yatmaya gitmedin mi hala,senin soygundan nerden haberin oldu’’ diyor bana.  Ben gururla
‘’Karıştırma orasını Fehim ağbi, haberim oldu bir yerden’’ diyerek çaktırmıyorum durumu.
‘’Tamam Nezahat Alkan geliyor yanına, filmi o’ na veririsin’’ diyor Fehim ağbi. Bir saat kadar sonra
yanıma Nezahat geliyor. ‘’Salih sende film varmış, bana verecekmişsin Fehim ağbi söyledi. Sahi burda
ne oldu’’ diye bana soruyor. Ben yine tilkilik edasıyla, ‘’Benim de haberim yok, eve giderken kalabalığı
gördüm indim. Sen soygunun bilgilerini toplarsın’’ diyerek.Görevimi başarıyla tamamlamamın huzuru
içinde evin yolunu tutuyorum.

‘’SEN NE YAPTIN SALİH?’’

Eve gidene kadar saatler on ikiyi ’yi buluyor, Ben eve girer girmez, yaptığım özel haberin mutluluğu
içinde,huzurla başımı yastığa koyup uykuya dalıyorum.

Aradan iki saat geçmemişti ki derin uykum arasında telefonum çalıyor. Telefondaki ses şefimiz Fehim
Yener , ben uykulu uykulu’ alo diyorum’. Fehim ağbi sevinçli bir şekilde ‘’Salih sen ne yapmıssın öyle’’
diye soruyor. Ben de ‘’Ne oldu ağbi gene bir hatamı yaptım’’ diyorum, Fehim ağbi neşeli ‘’Yok yok
resimler çok güzel yarın manşet oluyor,ellerine sağlık,demek için aradım. Sen istirahatine bak’’ deyip
telefonu kapatıyor.
Benim gözlerime uyku girer mi daha. Bir kaç saat uyuduktan sonra
tekrar Bakırköy’e büroya gidiyorum

göreve devammm.
Gecenin ilerleyen saatlerini iple çekiyorum. Geç saatlerde merkeze gidecek ve ilk çıkan gazeteleri alacak ve

haberimin nasıl çıktığını göreceğim.
Onun heyecanını yaşıyorum o an.
Saatler ilerleyince merkeze gidip gazeteyi alıyorum elime,
heyecanla birinci sayfaya bakıyorum, o da
neee, benim haber manşet ‘’FİLM GİBİ OPERASYON’’ başlığıyla. Çatışma anı resimleri büyük büyük girmiş sayfaya.

Diğer gazetelerde tek kare resim yok. Ben haber atlatmanın gururunu
ve zevkini bir kez daha yaşıyorum.
(Bunu ancak, meslek tabiriyle, geçirme haber yapanlar çok iyi bilir)
Diğer gazete şefleri bizim gazetedeki resimleri görünce hepsi şokta tabi. Olay yerine gönderdikleri
muhabirleri arıyorlar basıyorlar fırçayı. Fırçayı yiyen haberci arkadaşlarımda beni arayıp ‘Ya sen ne yaptın, yine haberi geçirmişsin, senin yüzünden fırça yedik,ama canın sağolsun,haberin güzel çıkmış
tebrik ederiz’diyerek beni kutluyorlar.Sağ olsunlar, bir birimize haber atlatırdık ama asla kavga etmez
küsmezdik biz eski haberciler.

MEYHANEDE KUTLAMACA

Bu haberimden dolayı Fehim ağbimiz bana bir maaş prim yazıyor, kendisine buradan teşekkür ediyorum.
Akşama semtte cümbüş var tabi, ben kazandığım prim parasıyla meyhanede güzel bir masa
donatıyorum. Arkadaşlarla birlikte çekiyoruz kafaları. Arkadaşlar ne olduğunu soruyorlar bana hayretle,
ben de konuyu kendilerine anlatıyorum, ve güzel bir gece yaşıyoruz hep beraber. Paylaşımcı olmak
güzel şey, ben de primimi arkadaşlarımla paylaşıyorum işte.
Bu haber atlatma anım da bu arkadaşlar,sizleri sıktıysam affola.