Salih ALUŞ

Salih ALUŞ

'SARI TİLKİ'NİN SEYİR DEFTERİ
[email protected]

GAZİ OLAYLARINDA YANMANIN MÜKAFAATI PRİM OLARAK, TEK SOL AYAKKABI PARASI

14 Mart 2022 - 22:30



12 Mart 1995
Tam 27 yıl önce yani 12 Mart 1995 yılında Türkiye'de yıllarca unutulmayacak bir olayın yaşanmasının fitili atılmıştı. Meşhur adıyla  GAZİ OLAYLARI ,akşam saatlerinde yeni yeni başlamıştı.
Gazi Mahallesinde kahvehane taranmış ölüler var. Ortalık kaynıyor.
Ben yine mesai bitiminde her zaman olduğu gibi,arkadaşlarımla Balat’ta efkar dağıtıyorum, vur rakının
dibine,dibine.
İlerleyen saatlerde, Sabah Gazetesi’nin telsizleri hiç susmuyor.
Şefimiz Fehim Yener ağbi, muhabirlerine emirler yağdırıyor. Herkesi Gazi’ye gönderiyor.
Tabi o saatlerde sadece gececiler görevde, gündüz çalışanlar, ya içiyor ya bir yerde keyif yapıyor.
Ben hem çekiyor hem sohbet ediyor,bir taraftan da kulağım telsizde gelişmeleri takip ediyorum.
Saatler ilerledikçe Gazi Mahallesinde, ortalık iyice karışıyor.
Fehim ağbimiz atakta, tüm gündüz çalışanlarını da telsiz emriyle göreve çağırıyor.
Gazi mahallesine sevkediliyor.

Telsizden merkez 45, merkez 45 diye defalarca anos ediliyor (Benim telsiz kodum 45 idi)
Benim masada sonbet güzel, gırgır o biçim bu masa bırakılır mı hiç?
Ben telsiz ononslarını duymamamızlıktan geliyorum, anonslara cevap vermiyorum.
Bakalaım ne olacak ortalık biraz daha kızışsın diye bekliyorum.
Vakit geçtikçe, gazi iyice karışıyor,eylemciler, Gazi Karakolunu basıyor.

Polis panzelerini sağı solu yakmaya,yıkmaya başlıyorlar.
O zamanlar bende cep telefonu ne gezer.olayları sadece telsizden takip ediyorum.
Ben rakımı yudumlamaya devam ediyorum.
Bir ara bir baktım yoğun telsiz trafiği telsizde 45 de 45
nerdesin çabuk olay yerine intikal et diye anonslar devam ediyor.

Kafam da hafif çakır keyik olmuş zaten, hemen telsizin mandalına basıp ‘’45 merkez dinliyorum’’ diye cevap veriyorum.
Merkez ‘’45 nerdesin saatlerce seni anons ediyoruz, cevap vermiyorsun.
Çabuk Gazi mahallesine geç,ortalık çok karıştı’’ diyor.
Ben gayet sakin,’’ tamam merkez ,telsizim kapalıydı,şimdi açtım ve cevap verdim, olay yerine geçiyorum’’ diye cevap verdikten sonra,tanıdığım bir arkadaşımın arabasını kiralayıp doğruca Gazi’ye geçiyorum.

Olay yerine gittiğimde bir de ne göreyim,ortalık toz duman, yangın yeri gibi.
Tüm gazeteciler ve emniyet mensupları Gazi Karakolu’nun önüne toplanmış, bir yere kıpırdamıyorlar.
Karakol’un önünde polis panzeri yanıyor. Göstericiler karakolun önüne kadar dayanmış,molotof kokteyli atıyorlar.

Ben arabadan iner inmez hemen polis müdürü arkadaşların yanına gidiyorum,
ne olup bittiğini sorup olay hakkında bilgi alıyorum.
Bir ara göstericiler karakolun önünden etraftaki dükkanları yakarak  Cem evine doğru geri çekilmeye başladılar.

ARKAMDAN KİMSE GELMEDİ.

Arkalarından giden, ne tek bir gazeteci ne de bir polis var.
Sarı Tİlki rahat dururmu hiç?.
Polis müdürlerine ve gazeteci arkadaşlara ‘’Ben eylemcilerin arkasından gidiyorum, gelen var mı? diye soruyorum, kimse gelmek istemedi.

Ben boynumda fotoğraf makinası, bir omuzumda çantam, bir elimde telsiz eylemcilerin arkasından gizlice ilerliyorum,'tilki sessizliğiyle' ,eylemciler Cemevine kadar birçok dükkanı yakarak Cemevi'ne kadar ilerliyorlar.

Ben kendimi sipere alarak, kare kare eylemcileri resimlemeye çalışıyorum.
Eylemciler flaşımın patlamasından benim resim çektiğimi görüyorlardı.Ben kendimi evlerin merdiven boşluğuna siper edip,resim çekiyor kendimi merdiven boşluğuna atarak kendimi sipere alıyordum.

Bir anda eylemciler Cemevi’nin önünden, tekrar geri dönüp karakola doğru yürüyüşe geçmezler mi!!
Ben hem resim çekiyor hem de geri geri ilerliyordum.Göstericiler benim resim çekmemden çok rahatsız olmuşlardı.
Göstericiler önde, ben arkalarında karakolun önüne kadar tekrar geldik.

ÜZERİME MOLOTOF VE BEN YANIYORUMMMMM.

Polis panzeri hala yanıyordu. Ben kendimi karakolun karşısında bir evin
merdiven girişine attım.
Göstericiler benim resim çektiğimi çok iyi biliyorlardı.
Bir gösterici tam benim karşıma geçti ve benim üstüme doğru, molotof kokteylini fırlattı.

Molotof benim ayaklarımın dibine düştü,ben bir yandan resim çekmeye devam ediyordum. Önüme düşen molotofa bir tekme attım ileri doğru fırladı. Yanımda Emniyet Foto Film Şube Müdürlüğü’nde görevli Fuat isimli memur vardı, o da kameraya çekiyordu.
Ben resim çekmeye o kadar çok dalmışım ki, pantolonumun paçası tutuşmuş haberim yok.
Arkamdan bir el uzandı ve ‘’Salih sen yanıyorsun ‘’ demez mi. Ben şaşırdım o memur arkadaşımın da yardımıyla pantolonumun paçasını söndürdük.
Pantolon ve ayakkabımın sol olanı bir tanesi yanmıştı ben farkında bile olmadım,
görev aşkından.

Beni polis arkadaş yanarken kameraya bile çekmiş.O görüntüler o yıllar Kanal 6 TV de de
yayınlandı.Kısacası ben görev aşkıyla sabaha kadar tek ayakkabı ile, diğerin de çorap la görevime devam ettim.

PRİM, TEK AYAK, AYAKKABI PARASI

Ertesi günü resimlerimi merkeze gönderdikten sonra, şefimiz Fehim Yener büyüğümüze olayda ayakkabımın yandığını ve bana ayakkabı parası olarak prim yazmasını söyledim,Fehim ağbi okey dedi.
Aradan bir hafta geçti, masrafları alacağız bir baktım benim masraf eksik,olayda yanan ayakkabı parası yok.
Hemen telefona sarılıp Fehim ağbi’yi aradım ‘’Ağbi masraflarda benim ayakkabı parası yok, masraf eksik’’ dedim.
Fehim ağbi bana gülerek ‘’Oğlum senin ,tek ayakkabın yanmış. Ben de sana tek ayakkabı parası olarak 20 Tl yazdım’’ diyerek gülmezmi!!!
Ben de görev aşkına tek ayakkabı parasına razı geldim.
Şefimiz Fehim ağbimizi seviyorum,prim olarak tek ayakkabı parası yazsa da, BABACAN ADAM vessel.

Kulakları çınlasın,çok muhabir arkadaşımın kahrını çekti ve eleman yetiştirdi,Allah Fehim Yener büyüğümüze sağlık ,sıhhat uzun ömürler versin,bu arada kulakları da çınlasın.
Mutlu,sağlıklı haftalar dilerim.


DİPNOT:  GAZİ OLAYLARI NEDİR?

Gazi Mahallesi olayları ya da Gazi Katliamı[ 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi'nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye, durdurdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar. 15 Mart 1995'e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.